Jeoantropoloji; sosyal ve beşeri bilimlere (tarih, arkeoloji, antropoloji, sosyoloji, şehircilik vb.) doğa ve hesaplamalı bilimleri (ekosistem, jeoloji, biyoloji, kimya, matematik, bilişim, vb.) dahil eden, disiplinler arası bir yaklaşımdır. Jeoloji ve diğer doğa bilimleri yeryüzünün oluşumu, evrimi ve bununla ilişkili süreçleri bilimsel yöntemlerle incelerken aralarındaki bağları da matematiksel olarak ifade etmeye, ampirik gözlemleri hipoteze dönüştürerek bilimsel yöntemler ışığında test etmeye dayanır. Sosyal ve beşeri bilimler ise insan gruplarını ve bunların oluşturduğu kültür, medeniyet gibi farklı katmanları incelemeyi, bunların hem kendi içinde hem de birbirleriyle olan ilişkilerindeki değişimi zaman ve mekân ölçeklerinde ölçüp bu değişimlerin sebeplerini anlamayı amaçlar. Birbirinden farklı gibi görünen bu iki araştırma grubu esasen organik bir ilişki içindedir. Doğal çevrenin insandan ayrılamayacağını, kültür grupları ve/veya medeniyetlerin de doğal çevreden bağımsız yaşayamayacağını kabul ediyoruz. Bunun sonucu olarak, insan ve çevre, diğer bir deyişle kültür ve doğal çevresi devamlı bir etkileşim halindedir.
Jeoantropoloji; dinamik insan-çevre ilişkilerini Fernand Braudel’in tanımladığı uzun süreçte (longue durée) ele alan ve ekosistem, ekoloji, biyoloji, ekonomi, psikoloji, sosyoloji, coğrafya, antropoloji gibi alanların geliştirdiği veya kendine uyarladığı yöntemlerin kullanıldığı araştırmaları içerir. Özellikle antropoloji ve ekoloji alanlarında geliştirilen kuramlar Jeoantropoloji’nin odaklandığı araştırma sorularının çerçevesini belirler. Jeoantropoloji insan-çevre ilişkilerini ve bu ilişkilerdeki değişimleri sadece kronolojik açıdan ele almaz, aynı zamanda, kültür/medeniyet içinde bu ilişkilerin hangi şartlarda ortaya çıktığını ve hangi şartlarda geliştiğini de araştırır. Bu özellikleri nedeniyle Jeoantropolojik araştırmalar disiplinler arası bir yapıya sahiptir.

Programın web sayfası için tıklayınız.